hocam cayma hakkınız olması lazım. moral bozmayın çözülür bir şekilde.

yani nasıl moral bozmayım ya bir işim de düzgün gitsin amk. bütün dünyada sırf bvenim başıma mı gelir bu problem allah kahretsin böyle kaderi valla gidip kendimi asıcam ya her işim mi uğursuz olur. bir işim de fazla çaba sarfetmeden çözülsün amk.

Batarya alete takılımı? Batarya üstünde herhangi bir koruyucu bant vs var mı? Bataryanın makineye doğru takıldığından emin misin?

Belli bir süre şarjda bekledin mi? bazen piller çok boşken kendilerine gelmeleri biraz zaman alabiliyor.

hocam burda telefon şarjıyla şarj edebildiklerini yazmışlar ama riskli olur mu bilemiyorum.

www.dpreview.com

Olmaz ya o kadar trafik yetişirsin 6.35 e bin.

aynen 6,30 iyi bin

yurtdışı uçuşsa 550 iyi sakata gelmezsiniz.

metro marketlerde çoooook fazla var hem de bedava.

koli satan firmalar var, ben şahsen gidip onlardan alıyorum.
onlardan alırsan verirler tabi

ama yok bedavaya getireyim dersen market market dolasıcaksın, ellerinde ne varsa razı olcaksın. bim migros hepsine sorcaksın

marketlerle görüş al, son bir senede iki kere şehirlerarası taşındım, kolilere tek kuruş vermedim.

ikeada taşınma kolileri var, iki tanesi 20 lira.
www.ikea.com.tr

marketleri deneyeceğim herkese çok teşekkürler.

Nakliye işi yapan firmalara git sor keson kolisi varmı de verirler 1.5tl tanesi

kırtasiyelerde de oluyor.

büyük kipalara sorabilirsin. biz taşınırken ailem hep böyle yapıyordu.

değişiyordur hocam. keşke içinin fotosunu atsaydınız.

ampül fotosunu vermemişsin bişey diyemeyiz.

belki milyoncularda vardır, belki elektrikçiler de, belki de hiç yoktur, nerden bilelim ki biz, söktün madem fotosunu çekseydin ya.

Sabah sersemliği ile çekmeyi unuttum üstüme gelmeyin :(

www.elektrikdeposu.com

Buna çok benziyordu. Belki de budur. Kısa 6-7 cm uzunluğunda dikdörtgen şeklinde

Sökülecek yeri yok gibiydi belki ben bulamadım bilemiyorum :(

Sokulur. Igne gibi bi ucu vb vardir. Dikkatli bakin derim.

Ampül ve duy tiplerinde bir seferde sayamayacağımız kadar çeşit var, linkini verdiğiniz halojen ampül bu pervane için fazla güçlü. Ama kullanmış da olabilirler.

Özetle rahatça ampülün yenisini bulursun merak etme.

senin için donanım haber ölücülerinin postlarına bile baktım.

adam diyor ki, baktım baktım anlamadım, elektrikçi çağırdım o da anlamadı, kitabından okudum tarif ettim öyle yaptı.

yani senin iş zor hehehe, 20 lira vereyim bu haliyle pervaneye ama kargo senden?

akşam daha dikkatli bakayım o zaman. ayrı bir tornavidası var mı acaba bunun yoksa normal düz ya da yıldızla olur mu? kase ya da pervane değiştirmek gerekmez heralde? sökülür umarim :/

valla kontrol kalemi ile elektrik olmadığından emin olda çarpılma.

Linkini verdiğin gibi halojen ampül ise iki başından geçme şekilde takılıyor. Cam sigorta gibi düşün, şunun gibi;

st2.myideasoft.com

Passat in hasar kaydi 12 bin. Sağ kapıların saçı ve sağ on çamurlu değişti.

satarken zorlanmıyorsanız passat.

ben 1.4 benzinli arabaya o kadar vermezdim.

Octavia sahibi olarak octavia'yı şiddetle tavsiye ederim. Sadece 1.4 benzin olduğu için yakıt anlamında seni biraz üzer ama konfor - sürüş keyfi ve yol tutuşu olarak seni tatmin eder.Hele ki aile aracı olarak kullanacaksan başka bir araca bakma derim.

octovia güzel araba ama bir vw değil. passatın hasar kaydı ne kadar ve hasarı nerede ön kaputtaysa yanaşma. 1.4tsiylara tüp zor takılır.

Geçen hafta yakin bir arkadaşımın dedesinin cenazesindeydim.

iki yıl önce de aynı arkadaşımın abisinin cenazesindeydim.

Dört yıl önce de aynı ark... Şaka şaka.

Evet yakinimsa gidiyorum. Çünkü benim için bir şey ifade etmiyor o namaza katılmak fakat arkadasim icin bir şey ifade ediyor olma ihtimali için bile değer.

kardeşim danimarkada mıyız heralde gidiyoruz soruya bak

geçen bir cenazeye gittim, "ben ateistim, bu namazı durdurun" deyince eşşek sudan gelene kadar dayak yed... şaka şaka. gidiyoruz tabi ki. amaç "aman dur hele, bi namaz kılayım sevaba gireyim" değil sonuçta. cenazesi olanın yanında durmak olmak için gidiyorum. öylesi bir ortamda da çıkıntılık yapacak değilim.

ayrıca imkan varsa namaza katılmadan direkt taziye aşamasında ortama girmeyi tercih ediyorum.

bu dini bir olaydan çok vefat eden kişiye uğurlama töreni. hangi inanca mensup olduğumuzun bir önemi yok.

gidiyoruz, namaz kılıp dua okumuyoruz belki ama cenazelerde olay sadece bundan ibaret olmuyor zaten.

tabii ki gidiyoruz. namaz niyetine değil, uğurlama ve son görev niyetine gidiyorum ben. gitmemek ayıp olur ve kendimi de eksik hissederim. ama bu konu masaya yatırılsa başka şekilde bir uğurlama töreni olmasını isterdim.

gitmiyorum, gitsem de saf tutmuyorum. gitmeyi normal bulan bence cumaları da kaçırmasın, sevabı var.

Gittim ama namazı kılmadım, manasızca durdum geride

Neyse akliselim cevaplar geliyor çok.sukur

evet, tabii ki gittim. gömülen yakın akrabam da ateistti bu arada. iki çocuğundan biri de ateistti. iki tanesi hariç tüm yeğenleri de ateistti.


hepsi dindar olsun yine giderim.

bizim umrumuzda değil bunlar. ölmüş bir kişi var, sevenleri toplanmış ve "hoşçakal" demeye çalışıyor. bundan ibaret.

ha, özellikle ölen kişi açısından baktığımda, bu ülkenin bunları düşünmenin lüks kaçmayacağı bir ülke olmasını dilerdim, o ayrı.

Gidiyorum. Uğurlama, uğurlayanların yanında olma+1
Gittiğim kişi yakınımsa sonrasında tespih çekme faslına katkıda bulunurum, mevlidine, okumasına katılırım.

Anne ve babamın ardından dualarını da ettim, okumalarını yaptım - yaptırdım, dini anma töreni düzenledim (mevlid). Kendi ateist vefat eden annesi müslüman olan bi arkadaşım da aynını yaptı. Çünkü vefat edenlerin böyle bi talepleri, beklentileri vardı, biz de yerine getirdik.

Elbette gidiyorum. Namazda saf tutmuyorum belki ama cenazede bulunuyorum. Hristiyan ya da musevi arkadaşlarımız da geliyor müslüman cenazesine, biz de onlarınkine gidiyoruz.

Cenazeler, geride kalanlar içindir. Hepimiz, kendimizce uğurluyoruz geride kalanlar olarak gidenleri.

Bir ateist olarak eskiden, öldüğümde müslüman adetlerine göre gömülmeyi red ederdim. Ama dedim ya, cenazeler geride kalanlar içindir. Ben öldükten sonra, kim nasıl istiyorsa, nasıl rahat ediyorsa öyle gömebilir, uğurlayabilir beni. Hepsi şimdiden kabulüm.

ince eleyip sık dokumalarında bir sorun yok ama gören de atom altı parçacık mühendisi seçiyorlar sanır.

ara sor, 1 günlük çalışmamızı sigorta kapsamında mı gerçekleştireceğiz yoksa kaçak işçi mi çalıştırıyorsunuz de; bakalım ne diyecekler akşlsdas.

hahaha , çok güzel cevapmış, yarın işe başlamadan sormak istiyorum bunu

Bruce'un dediğini Türkiye şartlarında yapmanızı tavsiye etmem, şu an yüzde 50 görünen işe giriş şansınızı 0a indirirsiniz :) salı günü gittiğinizde aktif gözlem yapın, aptalca olmayan sorular sorarak işle ilgili alakanızı ve kapasitenizi gösterin. bence almayacaklar gibi görünmüyor, alacaklar gibi görünüyor. yılacak bir şey yok, bol şans.

sağduyulu arkadaşlar olması gerekeni söylemiş tabii, onları dinlemen yararına olur.
oldu ki dediğimi sordun, ne diyosun sen derlerse "ben de çalışacağım yer konusunda en az sizin gösterdiğiniz kadar titizlik gösteriyorum. emek hırsızlığı yapan bir iş yerinde çalışmayı eminim siz de istemezdiniz" dersin *-*

Endüstri mühendisisiniz sanırım. Sorulan soruları gayet mantıklı buldum. @Bruce farklı bir alandan herhalde. Üretim planlamada staj yaptım. Elimde kronometreyle dört saat makinelerin belirli işlem sürelerini ölçmüştüm. Planlamada bu tip olaylar oluyor. Çok şaşırmamak gerek. Yapacağınız işi görün diye öyle yapıyorlar.

@dissendium, "gel bigün bakalım yapabiliyon mu" teklifinin çalışma alanıyla alakası yok pek, şark kurnazlığı denir buna, hele ki işçinin sigortası yapılmıyorsa. sözleşmelerde deneme süreleri olur, beğenmezsen çıkartırsın. ayrıca o kadar görüşmeden kişinin bu işi yapıp yapamayacağına kanaat getirilmelidir ideal şartlarda. soruların içeriği önemli değil, uygulanış şeklinde uygunsuzluk var.

@Bruce, ben onu "atom altı parçacık mühendisi" ifadesi için dedim. Yapılan testler gördüğüm kadarıyla gerçekten iş ile ilgili. Bu tip soruların hepsi belki de her gün karşısına çıkacak. Deneme süresi konusunda haklısın. Birini bir gün bile olsa bedava çalıştırmak hoş değil. Ama bu olay aday için de avantajlı. Aday ilk günden o işte çalışmak istemeyebilir.

o kadar ciddi bir firmanın sizi sigorta girişi yapmadan fabrikaya sokacağını sanmıyorum. çok çok büyük bir risk bu. bu riski almazalar. muhtemelen sigorta girişinizi yapıp denerler.

pentel graph 1000 gerçekten çok iyi. birçok sitede en iyi olduğu belirtiliyor. tavsiye ederim. çizim kalemidir esasen ama yazıda da baya konforlu. bence kalemin ağır olmaması çok önemli, uzun kullanımda rahatsız edebiliyor ağır olunca.

urun.gittigidiyor.com

kesinlikle bu. zamanında ebayden 25 liraya almıştım. hey gidi koca paypal

Volt farklıdır tabiki priz uçları o yüzden farklı oluyor ama priz için dönüştürücü alır kullanırsın sorun olacağını sanmıyorum yoksa bir çok teknolojik alet vs de geliyor yurtdışından onlar da kullanılmazdı.

kesin birşey söylemek zor. bazı ürünler hem 110 hem 220 volt destekleyebiliyor. amazonda varsa ürün soru kısmında sorabilirsiniz.

teknolojik alet olsa onların genelde adaptörleri 240 volt destekliyor sadece ufak bir aparatla ucunu değiştirip takabilirsiniz.

ancak waffle makinası gibi aletler genelde sadece üretildiği bölgede çalışabileceği volta göre yapılıyor. bizim buraya uyacağını sanmıyorum.

çalıştırmak için dönüştürücüler var ama pahalı diye biliyorum.

110-240 araligi desteklemiyorsa adaptor lazim. boktan 20 liralik adaptorlerle olmuyor malesef oyle birkac tane aleti yakmisligim var. en son masaj yastigi goturmustum tr'ye, aldigim adaptor yastiktan pahaliydi, sanirim 100tl civari birseydi. kisacasi alman gereken adaptor waffle cihazindan pahali olur buyuk ihtimalle.

www.thinkgeek.com

110 v yazıyor

www.ozdogandigital.com

buraya sorulabilir. nereden aldıklarını söyler mi bilmiyorum ama satabilir size.

dzzzt bzzzt diye kafa ütüleyen nokta vuruşlu yazıcıların kullandığı "sürekli form" adı verilen kağıtların boyutu letter ile aynı sanırım. lakin kağıtlar birbirine bağlı ve kenarlarında da perforaj delikleri var.

kağıtları ayırırım, perforajları da koparırım diyorsanız geriye kalan kağıt letter ölçülerinde olur. ama emin değilim. başka bir arkadaş doğrularsa veya yalanlarsa, boşu boşuna almış olmayın.

cok acil cevap lazım.Yeni çipli kartım yoksa pasaportumu kullanabilir miyim ?

pasaportla girebilirsin.

pasaporla girebilir kesin bilgi mi ?

haha sadece kendini tiklemişsin :) pasaportla neden girilemesin ya. pasaportun geçerliliği kimlikten yüksektir her zmaan.

tik işereti ne işe yarıyor bimiliyorum ki :)

dün ukraynadan gelen bir arkadaşım sadece pasaportla girebildiğini söyledi. onun söylediğini aktardım mesuliyet kabul etmem başgan.

Tik işareti cevabı beğenme manasına gelir.

Diğer konuya gelince esas ana yurtdışı seyahat belgesi pasaporttur. Kimlikle DE girilebilen ülkeler vardır ülkelerin anlaşmalarına göre. 2 ülke arası kimlikle seyahat edilebilmesi artık o ülkeler arasında pasaportun geçmeyeceği anlamına gelmez. Pasaport genellikle özel olarak çıkartılan, kimlik kartından daha pahalı bir belge olduğundan bu kolaylık vardır sadece, gidilecek tek ülkeye kimlikle gidilebiliyor ise boşa pasaport çıkarma diye.

kahvenin kendisinden oluyor. yapılış yöntemi ile pek ilgisi yok. kahve çay tarzı şeyler reflü-gastrit tarzı şeyler yapar zaten bilinen bir şey bu. azaltmak en iyisi. bende de aynı sorun var. yanma başladığı zaman bir tatlı kaşıpı karbonat yutuyorum. biraz rahtlatıyor. tavsiye ederim.

ben de ne zaman midem yansa filtre kahve içerim geçer. demek ki senin mideye yaramıyor.

tavsiye için teşekkürler, ama biraz daha detaylandırırsam sorun şu: hep aynı kahveyi yapıyorum. geçen sene devamlı makinede yapıyordum ve mide yanması sorununu hep çekiyordum. bu sene kahve içme sıklığımı düşürdüm epey, içtiğimde de french press'te demliyorum ya da dışarıda içiyorum. french press'te demlediğim de makinede yaptığım da aynı kahve içerik olarak. ama aylar sonra ilk defa makinede yaptım yine midem yandı geçen seneki gibi. çoktandır bu sorunu hissetmiyordum.

bence mideni fazla yoruyorsun, ondan sonra kahve de ağrıtıyor.

makine belki sıcak suyla biraz daha fazla keskin olmasına sebebiyet veriyordur.

benim 35 senedir mideme dokunan şeyler hiç değişmedi, mesela mercimek çorbası, salça.

sende yeni yeni bişeyler çıkıyorsa bi göstersen iyi olur.

midenizin günden güne durumu ile ilgilidir bence. kahve miktarını aşırı abartmıyorsanız pressde içtiğiniz kahveler çok farklı olmaz zaten. bir de çok bekletmemek önemli.

selamlar, iyi senler, 15.6 normal kullanıcılar için gayet yeterli.

kimdir bu normal kullanıcılar? ara sıra da olsa bilgisayarını bi yerlere taşıyanlar.

sosyal medya takılan, oyun oynayan, ara sıra office uygulamaları kullanan kişiler.

17.3 boyut gerçekten çok büyük, taşıması külfetli, eğer oturup sabahtan akşama bişeyler çizmiyorsan, fotoşop uğraşmıyorsan, film izliycem ben illa büyük ekran olsun demiyosan bence alma.

valla sık taşıyorum dersen büyük problem 17.3

şu da var, 15.6 alıp, üstüne 17.3 ile olan fiyat farkıyla güzel büyük bir monitör alabilirsin 21 22 inch falan.

hocam eğer fazla taşımayacaksanız ve oyun oynamayı gerçekten düşünüyorsanız 17.3 çok iyi bir tercih olur. ama aleti yaya olarak her taşımanızda 17.3 tavsiye edenleri anabilirsiniz. 10 dakika sonra 100 kilo oluyor alet sırtınızda :) bir de mat ekran çok çok önemli bence. msi ların oyuncu serilerinin tamamı mat ekran diye biliyorum ama teyit etmek iyi olur. parlak ekranlar tam baş belası.

5 yıl s3 kullandıktan sonra gectim note 5e. bence her türlü alınır. tipi falan da güzel. özellikleri de yetiyor. ben memnunum.

fiyatına bağlı, 2bin lira altına alınır, 2-3 sene gayet idare eder.

note 4 alırım, neden? ÇÜNKÜ LANET OLASI BATARYASI CIKMIYOR DOSTUM!


bu da demek ki 1-2 seneye kadar pert olacak bir batarya olacak elinizde.

tavsiye ederim. benimkinde ufak tefek sorunlar oluştu ama bunda benim mallığımın payı büyük sanıyorum.

Ben ilk çıktığından beri kullanıyorum gayet güzel bir sorunu yok.

Çok ama çok memnunum.

daha hızlı olacağını sanmıyorum feribotun ama ekonomik olacagi kesin. 40-50 tl gibi bir avantaji vardır.

1- Her gün yapmana gerek yok. Bir hafta durursa üzerinde mayalanma oluyor tekrar, onu sıyırıp içebilirsin ama en iyisi iki üç günden fazla bekletmemek.
2- Bilmiyorum.
3- İlk kefiri onunla yapsam diye bir şey yok, tek kullanımlık onlar, yaptıkça alman lazım.

Bizde hiç o kadar beklemez içeriz hemen.

Annem ziraat fakültelerinin marketleri oluyor oradan alıyor.

Onu bilmiyorum.

1. Mayayi icine koydugun sut oda sicakliginda 2 gunde mayalaniyor. Kefiri suzdukten sonra buzdolabinda saklayip 1-2 gunde tüketmen gerek. Mayalanma suresi yaz aylarinda daha da kisaliyor hatta, yarim gunde oluyor falan. Maya buzdolabinda saklanmiyor ama. Suzdukten sonra tekrar mayalamak gerekiyor. Saklanacaksa da buzdolabi posedine su doldurup mayayi icine koyup buzlukta dondurmak gerekiyor.
2. Bazi aktarlarda bulunuyormuş diye duydum.

Maya Migros’ta falan var ancak 2-3 tl ilk mayalar değilde 20-30 tl liklerden Alman lazım. Diğer mayalar toz halinde tek kullanımlık.
Ziraat fakülte marketlerin buluyor evet.
Tüm hafta değilde 4-5 gün bozulmadan buzdolabında duruyor
Bittikçe yaparsın maya zaten sen yaptıkça çoğalıyor.
Nerdesin yakınsan sana maya verebilirim

toz halindeki mayalar tek kullanımlık değil. onları kağıt bir torbanın veya bezin içerisinde kullanırsanız çoğalıyorlar ve her seferinde maya almanız gerekmiyor. hatta kağıt torba veya bez içinde kullanmasanız dahi, yoğurt mayalar gibi. kefirinizden 1 çay bardağı ayırıp onunla yeni kefirinizi mayalayabilirsiniz. yoğurt mayalamakla benzer mekanizma zaten. mantar çoğalıyor işte subtrat içinde.
kefir dolapta1 hafta dayanıyor, ama benim önerim bir veya iki günde bir yapmanız. sıcak günlerde 24 saatte oluyor, soğukta uzayabiliyor. biz market mayasını çok kullandık, zararlı falan olamaz sonuçra spesifik bir mantar türü bu. kefiri yapabiliyorsa her şey yolundadır zaten. bozuk bir maya olsa kefir yapmaz daha başka içilemeyecek bir şey yapar.

ben bir müddet yaptım. yaza tekabül ettiğinden, oda sıcaklığında yarım gün ila bir gün arası sürede hemen mayalanıyordu ve enfesti.

danem firmasının sevdanem mayasıyla (tek kullanımlık) yapıyordum. ama aynı firmanın büyüdanem isimli çok kullanımlık kefiri de var. bu mayaları 5m migroslarda bulabilir yahut online sipariş edebilirsiniz. doktoralarını kefir üzerine yapmış üç akademisyen tarafından üniversite bünyesinde kurulmuş bir firma ve kefirlerinin lezzeti gerçek kefir lezzeti.

bir bakın:
kefirdanem.com

arkadaşım. bir petrol firmasında genel müdür. en son ayda 50- 60.000 civarı alıyordu şu anda ne alıyor tam bilmiyorum.

@ms brownstone gorevi nedir?

12-15 bin heralde. babamın amcasının oğlu-benim neyim oluyor bilmiyorum tabi- tüpraş ta çalışıyor mevkiyi de bilmiyorum. öyle. :(

Özel bi şirkette mühendis olan bi tanıdığım 2250 alıyor.

Fakirlik genetik bizde.

AVM müdürü tanıdık var, 11 bin galiba.

arkadaşım, 2.kaptan, ~30 000 tl.

Maaşlı çalışan ve maaşını bildiğim tanıdıklarım arasında en yüksek benim sanırım =/

bir bankanın gmy si . 72 bin tl.

oha ya paralara bak. benim en yüksek alan tanıdığım babam. yurt disinda dogal gaz firmasinda supervisor calisiyor. 5 bin dolar, o da yeni oldu

Babamın kuzenleri, koca holdingleri var. En son kaç tane evlerı olduğunu bilmiyorlardı. Aylık aldıkları paranın miktarını da bilmiyorlardır muhtemelen.

Aylık 11.000 TL gördüm Teknopark şirketinde bilgisayar mühendisi olarak. Çok daha iyi kazandığını bildiklerim var ama net rakam bilmiyorum.

Aylık değil, ama yıl bazında ortalama 1 milyon TL biliyorum. Kendisi broker, hatta daha yeni kerevitas'tan çok yüklü para kazandı.

arkadaşımın abisinin arkadaşı. yıllık 600.000 dolar net idi geçen sene. en son akasya akm den ev almıştı. 1.7 milyon tl ye mi ne. 1.3 milyonunu peşin ödemiş, kalanı için kredi çekmiş ve kredi ödemesi aylık 21 bin tl mi neymiş. haftasonu uyandığında aklına esip ailesiyle italya'ya kahvaltı için gidip geliyormuş :)

çok samimi olmadığım bir arkadaşım uyuşturucu satıcısı, ayda 30 40 bin tl kazanıyor

takmıyorum, parlaklığı mümkün olduğu kadar, rahatsız edene kadar kısıyorum.

astigmat ve miyopim var ve bilgisayar başında takmıyorum.

takiyorum. herhangi bir gozlukcuden alinabilen teflon kaplama gozluk kulaniyorum.

f.lux kullaniyorum. hayat kurtariyor.

Parlaklığı hem bilgisayarda hem telefonda mümkün olduğu kadar kısıyorum. Lens ve gözlük kullanıyorum. Gözlüğü genelde evde kullandığımdan en ucuzunu almıştım.

Takmıyorum

Monitörün parlaklığını düşürüyorum.

Sorunlarını bilmiyorum ama Hb den alabilirsiniz, tabi satıcısı Hb olsun.

s8+ kullaniyorum iki uc aydir. hayatimda kullandigim en kullanisli teknolojik nesne.

piyasadan ucuzsa garantisi genellikle ithalatçıdan oluyor. garantiye ihtyacınız olduğunda kiminle muhattap olacağınızı ve bu firmanın güvenilir olduğunu bildikten sonra bence sakıncası olmaz durum böyle ise.

HB'de telefonun stış sayfasında direkt yazar garantör firmanın kim olduğu (ithalatçı ya da samsung türkiye garantili olarak belirtiliyor).

Samsung Türkiye garantili olsa da mesela piyasadaki en iyi fiyatları HB'den bulabiliyorsunuz. Ben iPhone aldım. Piyasada en ucuz HB'deydi. Problem yaşamadım.

Bu kartı 3 yıl kullanacak mısın zaten, onu da düşün. Böyleyse 3 yıl garantinin de bir anlamı kalmıyor çünkü.

Böyle değilse bile gigabyte derim, sessizlik daha büyük avantaj bence 2-3 fps'den.

gigabyte in anakartlarda güzel bir şöhreti var. msi ise bence ekran kartlarında daha iyi. ben msi alırdım sanıyorum. gigabyte da iyidir ama iki markanın da üzeceğini düşünmüyorum. ekran kartında asus ve msi tercih ederdim.

2. olanı al.

edit: eğer gigabyte gerçekten daha sessiz bir kartsa gigabyte'ı al.

a101 den kiwi marka filtrre kahve makinası aldım aynı bu fiyatlara. gayet memnunum. kağıt filtre ile yapınca gayet yeterli sonuç veriyor.

hiç french press’te kahve içtin mi? ben de biraz önyargılıydım ama şimdi makina kahvesinden daha çok seviyorum fench press’i. iyi ki makina almamışım. belki sen de sevebilirsin diye dedim.

ikeada 20 liraya satılan french press ile harika kahveler yapıyorum. bir artısı da makina kahvesinin hiçbir aşamasına karışamıyorsun ama french press’te sevmediğin bir şeyi değiştirerek kahveyi kendine göre özelleştirebiliyorsun.

peki peki v60 denedin mi? buna da bi bak kenarda dursun.

Mokka cezvesi al dua edersin bana

kahve makinesi pişmanlıktır. termoslu french press candır. pressten öte filtre kahve tanımıyorum.

Babam Migros’tan almıştı buna benzer bişey, 3. Kullanımda bozuldu. Metroda kampanya vardı, iki gün önce delongi filtre kahve makinasını 130 civarına aldım. Aroma özelliği var.

bütçe kısıtlıysa derin bir huni içine kağıt filtreyi koy, kahveyi süz. dripper diye 200 liraya satıyorlar.

bellı bır fıyatın altındakı fıltre kahve makınaları, kahveyı soguk tutuyor, yenı yapıldıgında bıle kaynar kaynar bır kahve ıcmek mumkun degıl, metal aksamlı guclu bır cıhaz olursa daha sıcak ve detaylı tuslarla kahveyı kendı ıstegıne gore yapmak mumkun.
french press de cok sıcak olmaz ama basıt ve hızlı bır sekılde kahveyı elde edersın.
cımbali gıbı profesyonel bır makına olmadıktan sonra evde kahve keyfı beklentısı yuksek olmamalı.
benım favorım mocca pot. bıalettı klasık. cekırdek kahve al, taze oguttur ve mıs gıbı aromayı sıcak bır sekılde ıcebılırsın.

zalman sür geç. sıva bir de.

Bİr kartvizit ile sıva, çok sürme. Markalı almadım daha önce, küçük şırınga içinde aldım sürdüm daha önce. Ha ama performanslı bir işlemcidir önemlidir markalı al o zaman.

yarım nohut tanesi kadar ortaya yetiyor. zalman iyidir. macun kalitesi en fazla %10 etkiler ortalama markalarda. içinden çıkan fırçayla ince bir tabaka sürünce de güzel oluyor. işlemci yanlarından taşmıyorsa tamamdır. youtube da camla test edenler var çok güzel izlemesi : )

4k çok. Yapma

Harcama bence de

para harcamak iyi geliyor.

4k cok

Sonra para gitti diye üzülmeyeceksen harca gitsin (:

can sıkıntısına çok iyi gelse de sen yine de abartmadan harca, 4-5 şey almak yerine önceliklendirip birini al bakalım işe yarayacak mı.

Bitcoin al.

sıkıntıdan şöyle liste hazırladım

kulaklık
gözlük normal optik ama biraz pahalı
saat işte tissot falan
leatherman çakı
termos
sırt çantası
motor ehliyeti + eğitim
parfüm

işin kötüsü hiçbirine de ihtiyacım yok aslında ama işte alsam iyi olcakmış gibi. aslında alınca olmuyor onu da gördük.

motor ehliyeti + kulaklik sadece

Motor ehliyeti ve saat diyorum bende

1-2 ay sonra nereden harcadım ben o parayı şimdi ihtyacım oldu diyecek bir durum olmadığı sürece sıkıntı olmaz.

hayata not :
bugün 500tl harcadım. çok bir şey değişmedi.

tarihe not : 2000tl daha harcadım bi değişiklik yok.
yarın 1000tl daha harcıyacağım o zaman da editlerim.

tikleri vermeyi dene bide?

sanırım şu duyuru kadar görgüsüz ve ayıp bir duyuru daha görmedim.
azıcık halden anlasan keşke. madem sokağa atacak 4000 lira paran var, git at abi. bunu burada herkesin gözüne sokmak zorunda değilsin. git harca. sormuşsun ama buradakilerin fikrini de pek merak ediyormuş gibi durmuyorsun zaten, alma diyen bir sürü kişi olmuş ama sen hem kimseyi sallamamış, hem de günler sonra bir de güncellemişsin duyurunu, 1000 harcadım 2000 harcadım diye. aman iyi halt ettin. nereye ne kadar para harcadığın çok da umurumuzdaydı.

olan var olmayan var. biraz halden anlayın. aileniz sizi nasıl yetiştirdi? veya sonradan mı böyle oldunuz? ben gerçekten anlamıyorum.

bir gün muhtaç olmazsın umarım. olursan da bu duyuruyu hatırla.

şunu da eklemeden geçmek istemiyorum. bu "k" en sinir olduğum şey. bin diyorduk biz ona, ne ara herkes k demeye başladı?

@ika
hocam senin duyuruyu yanlış anlayasın gelmiş :)
olay param var harcıyorum yuppii bakın owww yiheaaa! değil görüldüğü üzere,

olay canım sıkkın acaba para harcasam biraz kendimi iyi hisseder miyim, motivasyonum düzelir mi? gidip güzel bir kazak alsan en azından 1 hafta kendini iyi hisseder misin? cevabını aramak üzerine soruldu.

banka hesabında 30k para var, yapman gereken bi dünya iş var bu işleri yapsan herşey düzelecek ama içinde zerre kadar çalışma isteği yok. yok yani. 1-2 aydır öteliyorsun herşeyi. uyuyorsun. günler geçiyor. sen öyle mal gibi ekrana bakıyorsun.

25k bayılıp bir r25 alsan 3-4 gün gazlasan 1-2 aylık enerjiyi depolar mısın?
4k-5k'ya baba bir takım elbise alsan ben neymişim lan diyip gaza gelir misin?
yada o kadar çoşmayıp güzel bir kazak alsan? saat? veya müzik dinleyebileceğin kalite bir kulaklık?
kaç gün verir sana? yada cidden işe yarar mı?
duyurunun açılış sebebi o şekilde yani,
ha ben sizin için test ettim değişen bir şey yok.
siz harcamayın boş yere paranızı yani.
herşeye rağmen çalışmak önemli olan, bayıldığında da çalışmak.
2,5k harcamışım çok birşey değil sanırım bi telefon bile alamazsın.
şimdi senin geçmiş duyurularına baksam ürün tavsiyesi istediğin duyulara aynı fiyata sende ulaşmışssındır sanırım.
mevzu bu yani.

cok da ise yaramayacak, biliyoruz, ama yapiyoruz.

arkadas yokluk gormemekle iliskilendirmis, ama gormus olanlarda da ziyadesiyle gozlemliyorum bu davranisi.

ben bu ara insanlara hediyeler aldim. hayatlarini kolaylastirabilecek kucuk seyler... bir de bitki aldim, uc filizi var, buyuduklerinde baska saksiya ekip arkadaslarima verecegim diye seviniyorum.

baska birkac sey daha aldim, daha kullanmadim bile.

cok gecici, bazen de huzunlu bir hareket bu, ama sizi anliyorum.

a ha! bugun kurs aldim. nasil unuttum? cok ucuza aldim. isime yarayacagini umuyorum. odedim diye calismak da zorundayim. sahane.

bir de, boyle vaziyetleri aklamak icin bazen kullanmadigim esyayi satiyorum. o zaman yine cok yakin galiba. biraz olsun daha iyi hissettiriyor ama...

@dedim

duyuruyu gayet de doğru anlamışım. hala ayıp olduğunu düşünüyorum.
duyuruda herkes "şunu mu alsam bunu mu alsam" diye soruyor, dün "mercedes mi alsam audi mi" gibi bir duyuru vardı hatta. onlar sorulur. birinin bir şeye ihtiyacı vardır, parası da vardır, alacağı ürün hakkında fikir istemek için sorabilir. oysa bu duyurudaki sorun, senin "sırf canın sıkıldığı için" hiç ihtiyacın olmayacak şeylere birkaç bin lira para harcama lüksünün olması ve bunu gelip buraya yazman. üstüne bir de "alt tarafı 2.5 bin harcadım sadece, çok değil zaten bir telefon parası etmiyor" demen. paranın miktarı hiç önemli değil ki. 2.5 bin lira sana göre az olabilir ama o paranın çok daha azına ne kadar muhtaç olan bir sürü insan var.

özetle, sokağa atacak paran varsa at. para senin paran. ama bunu paylaşmak zorunda değilsin. şu an 12 saatlik mesaisine yani başlamış bir işçinin bu duyuruyu okuduğunu düşünsene.

bilmiyorum bir tek bana mı garip geliyor. üstelik ben hayatımda pek yokluk görmedim, sadece yokluk görenlerin gözünden bakıyorum ve çok üzülebileceklerini düşünüyorum.

enteresanmış.

istanbul kanatlarimin altinda +1

tartışmalara katılmadan kısaca bir şey söylemek istiyorum. kaybederseniz üzülmeyeceğiniz bir para varsa,
kendinize değil başkasına bir şey almayı deneyin bir kerede.

eşyaların dilleri yok ama insanların var. eğer birini çok mutlu ederseniz,işine yarar bir şeyler verirseniz
sizi eşyadan daha çok mutlu edecektir. tabii bu iş alış veriş değil ancak yine de bir deneyin

merhaba,
saray alüminyum sitesinde bazı profilleri inceleyebilirsiniz. tırnaklı yapacaksınız muhtemelen. tırnaklar esneyip geçecek ve çekince çıkmayacak. imalat için mi çalışma için mi yapıyorsunuz?

üretim olacak seri şekilde. Alüminyum profilin içine konulan ürünler arzalandığında incelenmesi için çıkarılmasıda güç olmamalı yan kapakların

Böyle bir durumda kapak ya plastik olacak ya sac ya da alüminyum vb.

Her ne olursa olsun kapağın alüminyumdan çıkmasını engelleyecek tırnak sistemi olmalı.

* plastikte iş kolay, sıfıra sıfır enjeksiyon kalıbını yaparsın, esnetip tıkarsın yerine.
* diğer türlü yapılacak sac kapağın kalıbı hassas olmalı. u büküm yapıldıktan sonra tırnaklar alüminyum üzerindeki deliklere +- 0,1 mm toleransla oturmalı yoksa bolluktan dolayı yerinden çıkma, sıkılıktan dolayı çıkarmaya çalışırken alüminyuma hasar verme gibi durumlar olabilir. bu kapağın tırnaklar yerine oturduktan sonra u bükümünün iç radyüs kısmında ters açı bulunmalı. oturduktan sonra pot yapmaması için.

neyse daha kahvemi yapmadan mesaiye başladım :p

daha önce plastik kapak kullanıp maliyetten dolayı saca geçmek isteyen bir firma ile çalıştım. sacın progresif kalıbını tasarladım diyim. pek detay veremiyorum ama malum bu işler patente, ar-ge'ye giriyor, hatta patent ödülü aldı geçen ay.

edit: ödül benim değil ürünü çizen elemanların, biz işin görünmeyen kısmındayız :p sorsan ürünün ilk hâliyle kalıptan çıkan hâlinin alâkası yok, her yerini değiştirttim :d

kuzey avrupa'da (isveç, finlandiya, danimarka) ayda 5 bin euro'ya oldukça mutlu bir hayat yaşarım.

15 binim garanti olsa yeter.

15 bin garanti +1
20 bin de olur.

Minimum 5 bin.

benim de aklıma ilk 15 geldi.

borç yok. ailemden ihtiyacı olan yok, hepsinin işi gücü evi falan ve benim de aynı şekilde; 10-15 bin olsun o zaman. hepsinin tek yiyecek değiliz tabii ki, o kadar insan var ihtiyacı olan.

realist oluyorsak şu sıralar 10 bin kazanmak istiyorum.

Valla 4 bin yeterdi bana

Ek: 15-20 dedim ama deli gibi borcum olduğu için dedim. Yoksa şu anda kazandığım para -ne kadar ülke şartlarında emeğimin karşılığı olmasa da- beni geçindirir. Ama çok borç var sürekli içerdeyim lan bi çıkış olmalı.

minimum ve kemiksiz 10bin

$3000 yeter. hem rahat edersin, hem de götün başın oynamaz.

Sektörün işçi dahil ortalaması 32000 sek.

Ben mühendisim 50 bin istiyorum, 50 altı olursa vergiden düşecek gene az kalacak elimde. Evet 50 bin. Stockholm'de olacaksa 75, 40'ı kiraya gider zaten.

10.000+ 20.000- aralığında bir şey yeterli bana, şimdide kazandığım o civara yakın sadece azcık bi iteklenyeme ihtiyacım var o kadar.

10 bin-20 bin arası. İleride çocuğum olursa 2 katı.

20bin
Ve hakikaten hayvan ve barınak konusundaki hayalimi ancak bu şekilde gerçekleştirebileceğim için (hesaplanmış hazır rakam bu..)

aylık 3 bin euro (net) ve ekstralar.
şu an 1800 euroya iki kişi mis gibi yaşıyorum, 3bin'e takla atarım.

Sinirim yok, ne kadar olursa olsun daha fazlasini isterim.

50bin tl civarı isterdim.
(gerçekten)

20-40 bin.

5 kazanıyorum. 4 de eşim. Şükür.

Tabii ki söyler. Sesini diğerleri gibi hor kullanmıyor gördüğüm kadarıyla.

daha güzel söyler bence. üzerine koyan bir adam.

herhangi bir şubesine gidip ben pasaport için ödeme yaptım makbuzunu imzalar mısın diyeceksin? pasaport bedeli alındı yazıcaklar bide.

internet bankacılığından oluyor muymuş? benim bildiğim olmuyordu, ıslak imzalı dekont ile emniyete gitmeniz gerekiyor diye biliyorum.

ulen 10 yıllık yatırdık bir de, para boşa giderse yakarım kendimi.

sıkıntı yapma. internetten yatırdıysan bile işlemin bir kodu var. Hesabından yaptıysan hesap hareketlerinden de kolayca bulunur. Tasdiğe filan gerek yok. 1. nüshaların üstüne tahsil kaşesi bassınlar. bir de imza gibi bi şey atsınlar kaşenin üstüne tamamdır. Korkma polis imza sirküsü filan istemiyo. Panik yapacak bir şey yok.

en temizi şubeye gidip orjinal dekontu imzalı olarak almak. onlar ne gerekirse yapar.

kahveye karbonat koyup içmek. ama karbonatı abartmamak lazım, mideyi bozabiliyor.

Merhaba

Ne nöbeti tutuyorsunuz ? Ben de yedek subay olarak görev yaptım ve 24 saatlik 30'dan fazla nöbet tuttum. Eğer özelden yazarsanız size yardımcı olabilecek bazı bilgiler verebilirim.

Kahve yapma şansım yok maalesef nöbet tuttuğum yerde...

saatte bir soğuk havaya çıkın
bulunduğunuz ortamın ısısını düşürün, paltoyla durun
açılmak için kısa yürüyüşler yapın. kapalı ortamda bile olur
egzersiz yapın, beden dersindeki ısınma hareketleri gibi

@EasyTiger
Tamamdır söylediklerinizi yapicam çok teşekkür ederim.

rica ederim. bu arada burka'yla konuşmadıysanız ben de öneriyorum. tecrübe :)

Uygun adım yürüyebilirsin, evet manyaklık ama uyanık kalmaya birebir.

@oligomer
Hahahah:d
Ben önce normal adım yürüyüş yapayım da olmazsa artik en kotu uygun adım yürürüm artık sagolun :d

@acemi

Sagolun tavsiyeleriniz için kuruyemis ve diğer asteğmenleri arama kısmını denememistim uygularım :) askere söyle uyutma kısmını amire yakalandığım gün nöbetçi çavuşa söylemiştim adam benle birlikte uyumuş resmen rezil olduk amire...

nizamiye nöbetçi subayı iken açıyordum laptopumu akşam karanlığı bastığında. sleeping dogs, ekşi sözlük, filmler, belgeseller, ekşi'de entry girmekler ve formula 1 blog'uma yazı yazmalarla geçiriyordum. devriye için imza atan benden üst rütbeliler gelince 2 laflıyordum ayağa kalkıp selam verip. sigara içmek, askerlerle beraber buz kırmak ve kar küremek gibi eylemler de zaman geçirtti bana.

onun dışında tabur nöbetçi subay yardımcılığında ve kışla gazino nöbetçi subaylığında akşam 11-12 gibi yatıyordum. kahvaltıyı askerler ve nöbetçi çavuş getiriyordu. tugay komutanı karşılanacaksa vip garsonlar erkenden uyandırıyordu hafta sonu.

yalnız nöbetin doldur boşalt istasyonu'ndaysa sıkıntı. aslında adam gibi askeri birliklerde oraları (nizamiye, doldurboşalt) mümkün olduğunca yedek subay (meslek kurası özellikle) uzak tutmalılar. ben hakkari'deydim. mart ayında nizamiyeden çektilerdi bizi. kıdemli başçavuşlar dururken bize mi düşer amk?

--------

bu arada benim nizamiyede gece yazıcısı falan uyurdu genelde. onları çarpmasınlar diye ayakta kalıyordum ben. nizamiyenin tüm giriş kapılarını kapatıyordum. alüminyum doğramanın karakteristik açılma sesi gelince beyler uyanın diyordum. bol bol yüzbaşı karşıladık ayakta beraber.

ha bir de telsiz çevrimi yaparlarsa falan cevap ver. çevrimleri takip etmek de hoş oluyor. kitap dergi tarzı şeyler de al yanına.

nizamiye nöbeti de olsa nasıl bir yer orası ki bir kettle yok? kulede mi nöbet tutuyorsun :)

ah ah eski anılarım geldi aklıma yalnız.

kulakları çınlasın rusyaya işçi olarak gitmek isteyen bir hikmet vardı. devriye unimog'unun şöförüydü. eleman -20 derecede geceleyin devriye atacaklar üşümesin diye arabanın kontağını açık bırakıp, nizamiye önüne çekiyordu. geliyordu karşıma "komtanım nassınız ya? bunlar uyuyor. bu devriyeye gelen çok iyi adam be." falan diyordu.

zamanında yedek subaylık yapmış, 24 saat nöbet tutmuş birisi olarak;

nöbette yanında olan erlerle aranı iyi tut. bizim orda gece ve gündüz için gelen nöbetçi erler farklıydı. o yüzden gece gelenler zaten sabah uyuduğu için gece uyanık oluyorlardı ve gece bi amir geldiği gibi beni uyandırırlardı :p

@rain when i die
Aslında laptop sokabilsem çok güzel olur soylediginiz gibi bilmiyorum ne zaman yaptınız ama şu an birlik içine laptop sokmak inanılmaz zor hatta çok gerekli olsa bile asteğmene izin vermemeye çalışıyorlar.
Bölük nöbetçi subayı olarak nöbet tutuyorum ve yoklamadan başka bir görevim yok vukuat olmazsa.sohbet edebileceğim de asker olarak belli bir nöbetçi çavuş var onunda sohbeti sarmıyor:))) Ben izmirdeyim seninki kadar kritik değil yani durum.

@blue eyes white dragon
Ya bir kettle var ama o da tarihi eser sıkıntılı bir şey kullanmamaya çalışıyoruz :)

@washe işte burda da belli bir nöbetçi çavuş var gündüz uyuyan ama adam hem gündüz uyuyor hem gece güvendik rezil olduk amire :)

@cbi

bizim durum ekstremdi ya. 251 günüm askeri birliğin içinde geçti, pek dışarı çıkmadan. sabah 9'da nöbeti devralıyordum ve ertesi sabah 9'da devrediyordum. çantama kitap, kola cips, laptop vs koyuyordum, fıtı fıtı bölüğe gidip tüfeğimi de alıyordum. zaten laptop en başında birliğe girerken yanımda olduğu için rahatlıkla nizamiyede de yanımda olabiliyordu.

hmmm aslında bölük nöbetçi subayları uyuyabilir. bizim tabur nöbetçi subayları (bağlı birlikler, içinde zibilyon bölük var) ve yardımcıları sadece devriye saatleri geldiğinde uyanırlardı gece. bir de muhbir askerleri vardı.

ha bir ara bağlı birlikler nöbetçi subay yardımcısıyken hafta sonu sabah kahvaltı almak için nöbetçi çavuşu gönderdim (pazar sabahı). nöbetçi subay da beni arıyor 8'de "nerde istihkamın nöbetçi uzman çavuşu bul. bulamazsan git milleti kar mıntıkasına uyandır." ben de sivil kıyafetleri giydim (siyah kot, kırmızı kazak, kayak montu, timberland bot). daldım bağlı birliklerin binasına. uyandırdım herkesi. 15 dakikada kar mıntıkası başlamıştı. sonra kar devam etti yalan oldu işlem de çoktan biz nöbetçi subay üsteğmenle kahvaltıya gitmiştik :D

bu arada izmir'de nere? istihkam? ege ordu? bornova topçu tugayı? orduevleri? hava teknik okullar? ulaştırma ve personel okulu? hava eğitim? denizcilerin zibilyon birliği?

bölük nöbetçi subaylığı tutuyorsun ve çay içecek yerin yok. kardeşim herhalde daha yeni başladın göreve.

her bölüğün bir çay ocağı olur. hiç olmadı alırsın yarım paket çayını gidersin nöbete( olmadı çay ocağı çayını nasıl alıyorsa o şekilde onlara destek olursun), bölük komutanından başta izin istersin çay ocağının yaparsın çayını.

ağlamayana meme yok kardeşim. üsteğmen de olsa yzb de olsa- bölük k.- insan onlar da. adam gibi istersen onlar da yardımcı olurlar.

nizamiyeden elini kolunu sallayarak giren albaya kimlik sormuş adamım -gözlüklü smılay- bana işimi öğretmeye kalkan yarbayla gece gece laf dalaşına girmiş adamım. :)

@rain when i die

Hahaha:D

Bende artık abur çubur, telefona dizi indirme , sabaha kadar soğukta sigara yöntemlerini uygularım :) Ama batıda olacağıma sizinki gibi bir askerlik isterdim ne yalan söyleyeyim:)

@blue eyes white dragon
Evet biraz yeniyim doğru ancak birlikteki görevim bu bölükte olmadığı için yabancılık yaşıyorum olmadı evden de kettle getiririm ama işte :D neyse ben çay-kahve işini soruşturiyim çözmeye çalışayım o zaman sağolsun :)

@cbi

kuramda ege ordu, istihkam ve bornova topçu tugayı vardı. hepsi arabayla evime en fazla 20 dakikaydı. fakat hakkari çekmiştim, kısmet :)

emekli yedek subaylar toplanmış ya :d zirve mi yapsak ne yapsak lan? hahah

kardeşim o leş nöbeti ben de az tutmadım. 25-30'u bulmuştur. ne leş bi şey olduğunu iyi bilirim. bi de tam giriştesin. her gelen geçen bi laf söyler ya. tabura mabura yazdır kendini. ben son 4 ay cephaneliğe kaçmıştım dağın başına. kendi müfrezem vardı, derebeylik gibi. üs bölgesi gibi bi yer, dışarı çıkmak bile yasaktı ama bazen geceleri kaçardım. yine de aklın kalıyo tabii.

neyse, nizamiyede nöbetçiler tarafından sevilmen gerek. onlar severse, sen de onlara iyi davranırsan çarptırmazlar. komutan gelirken uyarırlar. bu uyurken yakalanma işleri de biraz şans. kimi nöbette 24 saat uyumadığım olurken kiminde 12 gibi kafayı vurup sabah 6ya kadar uyuduğum oldu. yakalanmadım da.

o saatlerde ne yazık ki nöbetçiler bile uykulu oluyo. kimsenin pek muhabbet edesi gelmiyo. içerde durma, dışarıda muhabbet et nöbetçilerle. bunun dışında çay kahve falan hikaye. muhabbet açar uykuyu. yazdırabiliyosan o saatlere aklı başında kısa dönemleri yazdır nöbette. muhabbeti saranları.

hiç unutmam, o nöbetin üstüne akşam 8'e kadar da mesaiye devam etmişliğim olmuştur. insan yine de özlemle anıyo.

bölük nöb sb mışsın ya la. o nasıl 24 saat uyumamalı nöbetmiş kanka? ben devriyem yoksa son bi sigara içip hazır kıtayı kontrol ettikten sonra 12'de vurur kafayı yatardım. o nöbette uyuyabiliyosun.

ayrıca kışlaya laptop sokturmamak, asteğmene hiç sokturmamak da neyin kafasıymış? dandik bi birlikmiş.

he bi de bu arada en güzel nöbet nöbetçi astsubaylık. onu da tuttum. sadece yemek al. bi de silah say tamam. bi bok yapmıyosun. muhteşemdi.

@Delay Füze
Ya işte ne alakaysa bizi uyutmuyorlar bilmiyorum ama muvazzaf olanların başka yerde tuttukları uyumalı hep.Bu laptop olayı daha Polatlıda acemiyken yeni gelmişti güvenlik açısından tüm TSKda var sanırım yeni bir şey

kanka güvenlik açısından kışlada kameralı telefon kullanmak da yasak zaten. sizinkiler kılmış. neyse zaten laptop çok kullanışlı değil. atla land'a, devriye at madem. yavaş yavaş 2 saatte kışlayı geze geze bitirirsiniz.

modiwake diye bir hap var, uyutmayacağı için almıştım çalışırken ama çok fazla kullanmadım. psikotik bir hap olduğu için kesinlikle doktora danışmadan kullanmanızı önermem. ama böyle bir hap var bilgisi elinizde olsun. bir doktora sorup kullanılabilir.

@tukenmez adam
Tamamdır teşekkür ederim arastiricam söylediğiniz ilacı

Su içmek insanın uyumasını engeller. Bol bol su için uyanık kalmakta zorluk çektiğiniz zamanlarda. Böbrekler tam performans çalışırken vücut uyku moduna giremiyormuş, denedim doğruluğuna inandım.

İlla ikisinden biri ise Amsterdam.

erkek için amsterdam, kadın için brüksel.

Ya da başka neresi olabilir ki?? Viyana falan ??

brüksel'e gitmedim. eglenceli senlikli diyosan amsterdam gibi duruyor burdan bakinca. yilin bu dönemleri gitmistim amsterdam'a, noel pazari falan iyi güzel yalniz kafa dinlemek gibi bi planiniz varsa o yalan olur amsterdam'da.

bi de etraftaki herkesin kafa olmaya gelmis olmasi biraz bayabiliyor. tarlabasi'nda geziyor gibi hissetmistim bazi bazi.

Amsterdam

Noel mevsimi diyince viyana baska yere yazilmali, irili ufakli bir suru noel pazari var ve hepsi harika!

Bruksel en antipatik buldugum sehirlerden ama oraya gidip oradan brugge e filan gecerseniz olur bence.

Kesinlikle Amsterdam tabii ki.

amsterdam.

brüksel de bina görür manneken piss e gidersiniz, amsterdam da hem böyle şeyler yapar hem de ot mantar takılırsınız. müzelerde de ams. döver bence. ams diyorum.

amsterdam +1
brugge falan deseydiniz bari, brukselde bisey yok. viyanada guzel olur kar varken, ama tam christmas gunu hic sevmemistim :/

kesinlikle amsterdam. brüksel yerine ankaraya da gitsen olur

Ankaradayım zaten :) Brüksel’e geldim arkadaşlar yarında Brugge a gidicem. Amsterdam’ı kalabalık bi grupla yapmak istedim. Önerileriniz için çok teşekkürler :)

Aynı işlemi x550l için yeni yaptım. O gördüğün siyahların hepsini kırman gerek. Kırdıktan sonra yeni klavyeyi takıp plastik ile lehimlemen lazım. Bende lehim yoktu ve bunu kırdıktan sonra öğrendim. Bilgisayarcıya götürdüm biz uğraşmıyoruz dediler. Japon ile yapıştırmayı tavsiye etti ama tuşlar orjinal klavye gibi durmuyor, daha gömülü şekilde oluyor. Yapman gerekn her noktaya az bir japon döküp 5 10 saniye bastirip beklemek. İyice yapistirmazsaniz tuş aşağıda kalıyor. Uğraşmak gerek baya. Kolay gelsin.

www.youtube.com
burada aynı işlemi yapıyor ancak tam size lazım olan kısmı göstermemiş şerro. ancak yorumlarda yazmış. plastik eritip damlatıyormuş. bu şekilde yapılabilir. bence epoksi macun ile de yapılabilir. 15 liraya falan oluyor.

çok ama, az iş için bu şekilde fiyat vermeleri normal olabilir. çünkü alan 20m2 de olsa neredeyse aynı zamanı harcıyorlar. bizim evde adamlar 3 odayı 2 saatte yaptı gitti. olayın çoğu zaten taşıma kesme tezgahını kurma kapıları ayarlama falan. kendiniz yapabilirsiniz ama kesme işleri azcık tehlikeli. parmak götürebilir aman dikkat.

Tamirat işleri pahalı olur biraz. 5 m2 deyince 200 lira çok duruyor ama 150'ye yaparsa normal bence.

bu isleri kendiniz yapmaniz cok tatli oluyor. azicik yeteneginiz ve gucunuz varsa kendiniz yapin ayni fiyata cok daha kaliteli malzemeyle dosemis olursunuz.

laminant döşemek gayet basit. kendiniz döşeyin.

Fazla yakarsın baska da bişey olmaz

zarar vermez ama gaza ve frene ne kadar az basarsanız o kadar iyi şöförsünüz diye bir şey var. kısmen doğru bu, özel durumlar dışında bu şekilde sürmek yakıt ve araç amortismanı açısından optimum kullanımı sağlıyor.

eksisozluk.com

e sigara önerebilirim. hiç değilse iğrenç kokmuyor ve nefesinizi tıkamıyor. 1-2 ay onunla idare edip bırakırsınız bence.

Uzmanlar polikliniği bakırköy/istanbul. Mora terapi diye bir şey.

Annem ve babam ikisi de bıraktılar çok şükür. Biri 43 diğeri 45 senelik içiciydi.

600 tl. Pazarlık yapılabiliyır.

0212 542 0 542

Sizi bir cihaza bağlıyorlar. 1,5 saat civarında sürüyor. Birkaç gün sonra bir daha gidiyorsunuz. Çıktıktan sonra 3-5 gün fiziksel yorgunluk hissediyorsunuz. Bizimkiler hep yattılar.

direkt hapını al kurtul (doktor kontrolünde tabi)
Parasına filan bakma, her şekilde sigaradan ucuz,

@lonelyman çekirdekli olanını denedim. no tiksinti :)

@tukenmez adam e-sigara bayağı teferruatlı bir şeymiş. pek bana göre değil gibi.

@EasyTiger bir arkadaşım buna benzer bir yere gitmişti onda işe yaramadı pek. bir de istanbul'da değilim :(

@michael_knight hapı deneyeceğim sanırım.

bırakmayı deneyin, eğer bırakamazsanız en azından e-sigara ya başlayın. kokusunun olmaması ve kondisyonunuzu düşürmemesi iyi. teferruatı da yok ya sigarayla uğraşmaktan zor değil, şarj ediyosunuz likit koyuyosunuz. ayda bir civarı da içinde coil diye bişey var o değişecekmiş bakalım. ben de daha değişmedim.

Sigara bırakma polikliniğine gidin yardımcı olurlar size.. İlaç ücretsiz veriliyor.. Ama mutlaka sigarayı bırakmaya karar vermiş olmanız gerekiyor. 8 ay çok önemli atlatırsanız içmezsiniz bir daha

Bu arada Allen Carr ile sigara bırakma videosunu izle, çoğu insanda işe yarıyor, ne hap ne nikotin bandı gerekmeden yaparsın.

Sigara içebildiğin bir yerde, mümkünse kimse yokken izle,

saydıklarınız iyi, maltepe sıkıntılı.

Bebek parkı
Sahil değil ama maçka parkı
Başka da yok sanırım

adalar

kolaybitcoinal.wordpress.com

paribu, btcturk gibi şirket vasfı olan siteleri kullanabilirsiniz veya cex.io üzerinden kartla alabilirsiniz.
wordpress, blogspot üzerinden açılmış ne idüğü belirsiz şekillerle almayın, şirket olmasına dikkat edin.

yaygın kullanılan borsaları kullanın bence. referanslı siteler daha az başınızı ağrıtır.

zafer çağlayan o işi yapmak zorundaydı. reyizin bu konudan haberdar olmadığını düşünemeyeceğimize göre bu bağlantının sağlanması için gerekli bir kişi vardı, bu da o zamanki konumuna göre bu adamdı. yani sırf para için yapılmış değil, zaten yapılacaktı; bu yapmasa başkası yapacaktı. hatta belki de yapmazsa işini keybetmekle tehdit bile edilmiş olabilir ki çok safmış böyle düşündüyse, reyizin bu kadar net bir şekilde boka batacak, birini iş bittikten sonra elinde tutacağını sandıysa eğer...

savunmak için söylemiyorum tabii ki, para hırsından dolayı yapılan bir iş olmadığını belirtmek istedim.

peki rıza'nın neyi eksik, ben onu soruyorum. dikkat ederseniz rüşveti alandan değil, verenden bahsettim. yedi sülalesinin her türlü en lüks ihtiyacına yetecek parası varken sırf rüşveti 50 milyon euro olan işten kazanacağı parayı ne yapıcak? rüşvet diye ona buna dağıtacağına otur ye ulan işte çatır çatır.

tehdit mi ediliyor, mecbur mu bırakılıyor, vatan sevdası mı nedir?

birileri: şş reza baksana ambargo koydular, biz memlekete (iran) para sokamıyoruz, para lazım, senin bağlantıların vardır, gel türkiye üzerinden bi dümen çevirip paraları altına falan çevirip ülkeye sokalım, sen bürokratları besle, kazanacağımızı kırışırız. milyar dolar var olum bu işte.

reza: ssstirin lan beni bulaştırmayın. ne uğraşıcam benim param var pulum var, ne pok yerseniz yiyin.

aha bitti. para dışında senin aklının ermediği başka mevzular da var derseniz boynumu eğer otururum.

riza'yi zengin yapan bu isler zaten. "kazandi kazanacagi kadar, bu kadar para ona yeter, biraksin cekilsin" diyorsun ya, bir noktada oyle bir boka batiyorsun ki cikmak gibi bir opsiyon mumkun degil, ben cekildim deyince peki cnm deyip o haram parayi tatli tatli yedirmiyorlar adama. ya canini ya da herseyini vermen lazim (iste zarrab'in bugunku hali)

aslinda bahsettigin ornegi cem uzan yasiyor, her gun st.trophez de monaco'da orda burda, tekneler, luks restoranlar, saraplar, 365 gun bronz bir ten ama ona sorarsan gurbet, surgun, vatan hasreti, gs ozlemi, canim turkiyem...

Hanım Mars beklentisi içindeyken eve Plüton'la gelmek en hafif tabirle kabalık olurdu çünkü. Ciddi cevap verecek olursam bir yerden sonra, yani para para olmaktan çıktığında, olay sadece güç elde edip ego tatmin etme aktivitesine dönüşüyor sanırım. Adam tombalak, baldudak, ebleh tipli filan diye bu tip ihtiraslara sahip olmayacak diye bir şey yok.

ah evet, ben ters anlamışım.

reza'nın(daha doğrusu ailesinin ve babek zencani'yi de içeren bir arada olduğu çetenin) iran'da politik güce ortak olmak istemesi başlıca sebeplerdendir diye düşünüyorum. bu işler başladığı dönemde iran ahmedinejad yönetimindeydi, babek zencani ile yakın ilişkileri var olduğunu biliyoruz kendisinin, aynı şekilde rıza'nın babek'in ortağı olduğunu da. bu 3'lünün iran'ı "daha aydınlık günlere" götürme niyetiylee o zengin topraklarda bir "imparatorluk" kurmaya çalışmaları çok "delice" bir hamle olmasa gerek.

breaking bad'i izlemedin mi?

Habitatımız farklı, o nedenle anlayamıyoruz.
Sayamayacağı kadar varlığı olan adam, o varlığı konforlu bir yaşam için elde etmemiştir. Zihni o şekil çalışır, öyle şekillenmiştir. İçinde bulunduğu koşullar başka türlü davranmasına izin vermez. Zaten hazırda bekleyeni çoktur biri gelir onun yerini alır. Kendini imha etmek gibi bişey onlar için durmak.

Oyun gibi düşün. Para kazanmaca ve daha fazla güçlü olmaca oyunu.

rıza zaten amerikanın kullandığı/görevlendirdiği bir kişi. şöyle düşünüyorum, abd bir ambargo koyuyor ve 10 milyar dolarlik bir illegal piyasa oluşuyor bu kararla. sizce avd bu piyasayı yönetimsiz bırakır mı? bence bırakmaz. salağın bile aklına gelir kendi koydugu yasağın yarattığı piyasayı yönetmek.

Dünyanın bir yerinde birisi de senin benim için "ya sıcak evleri var, her gün yemek yiyebiliyorlar, ayakkabıları bile var! Hala niye çalışıyorlar, terfi merfi almaya, daha iyi işlere geçmeye çabalıyorlar? Nelerine yetmiyor tüm bunlar?" gibi düşünceler içine giriyor. Herkes sahip olduğundan biraz daha fazlasını istiyor ve kendinden daha fazla şeye sahip olanların onunla mutlu olcağını düşünüyor. İnsan doğası böyle işlemiyor.

araba sinyal vermiş mi göremedim. ama bence çoğunluğu motorda.

Çok hızlı gidiyorlar çok.. O yol bu hızı kaldırmaz, bu hızla ani bir durumda (Köpek olur, çocuk olur, araba çıkar u dönüşü yapar..) refleks süresi + kurtulma hareketi yetersiz kalır.

Araç sola dönerken sinyal vermemiş evet, ancak yavaşlamış ve görünür şekilde sola meylediyor. Ben bu aracın arkasında olsaydım "bu şimdi sola sapacak" diye yavaşlardım zaten. Motor kullananlar "kenarından kaçıveririm" diye düşünüyor, hızını azaltmıyor, durmuyor, sonuç ortada.

İkisi de kusurlu ama hatanın çoğu motorda, hızdan ötürü. Ayrıca şehir içi böyle dar yolda öyle kafana estiği gibi sollama yapamazsın motorlu da olsan. Şu "yaya geçidi" tabelası ve yaya geçidi şeritleri ülkemizde işlevsiz de olsa, o ehliyeti aldıysan bilmen gereken şey oralarda hız düşürmek yaya olsun ya da olmasın. Kasksız olması da kazanın oluşumunu etkilemeyen ayrı bir kusur tabi. Sonuç olarak bu ülkede kimse şu araçları kullanmayı bilmiyor. Bakkallar ehliyet verse daha dikkatli ehliyet dağıtır.

motorcuyum. bu kazada motor büyük ölçüde hatalı.
1. o yol için fazla hızlı gidiyor.
2. sollama yapabileceği bir yer değil.

durumum itibariyle videoyu izleyemiyorum ama genel olarak konuşucam. Yakın zamanda tam karşımda trafik kazası oldu. Motorcu yolunda giderken salak bir karı U dönüşü yapılmaması gereken yerde buna yeltendi ve motorcu duramayarak arabaya çarptı. Motorcu kendinden geçti, kolu arabanın çamurluğuna sıkıştı kaldı. Yolda giderken özellikle trafik yoğunsa sağ şeritten giderken yanımdan geçen motorculara özellikle yol veriyorum. Aslında böyle bir zorunluluğum yok ama dürüst olmak gerekirse kaza maza mevzusuna karışmak istemiyorum. Belki bir gün sırf bu yüzden solumdaki arabaya sürtücem trafikte.. Yollar ne arabaların ne de motorcuların..

bence burada 2/6 veya 3/5 gibi verirler orani. sinyal vermeme asli kusur sayilmiyormuş. hatanin buyugu motorcuda ama pikap da boş değil.

bir kac kere izledim. motosiklet kullaniyorum. motosikletin nasil hareket edebildigini, neler yapip yapamayacagini biliyorum.

hiz yazmiyor sanirim. araba yolun ortasindan giderken sola parketmeye karar veriyor ve hizini durma noktasina kadar dusuruyor. yani 50'yle falan giderken zort diye yolun ortasinda duran bir araba dusun. araba yavasladikca aralarindaki mesafe azaliyor ve motosiklet solundan gecerim bunun derken araba ayni anda sola park etmek icin manevra yapiyor ve kaza oluyor.

motosikletin hatasi, kendi Adina zibidi gibi korumasiz binmis olmasi. o yol icin yuksek hizi. onceki bir iki sokak birlesim noktasinda hic kontrollu gitmemis. gelen var mi diye kontrol etmiyor, bodoslama geciyor. onunde arabanin yavasladigini da fark edemiyor. takip ve manevra mesafesi birakmiyor kendine. ongorulu kullanmiyor.

araba ise yol babasinin maliymis gibi, yolda sadece kendi varmis gibi, sinyal falan vermeden, arkayi kontrol etmeden aniden yavaslayip sola kiriyor. dikizden bakmis olsa gormemesi mumkun degil.

trafikte hemen her kaza engellenebilir. kimse tamamen sucsuz olmaz. millet anlatirken hep adam ayi gibi geldi carpti fln der ama kendi hatalarini gormezler.

park ederken aynalardan trafigi kontrol etmek, sinyal vermek falan bunlar motosiklet suruculerine yapilan iyilikler degil, zorunlu hareketlerdir. hani dikizden bakmis olsa sinyal vermemesini gene anlarim da bu bildigin lomburt diye dalmis sola.

trafikte bir suru sigir var, kiro var. okumus cahil fark etmiyor. adam motosiklet dusmani. bunun psikolojik sikintilarini cozumlemek motorcunun isi degil. hicbir aracin kendini gormedigini var sayip o sekilde kullanirsa bu cehaletin icinde hayatta kalir. trafik yollarin sadece 4 tekerlere ait oldugunu dusunen, motosiklet kullanmayi simariklik gibi goren dingillerle dolu. kiziyor cunku adamin rahatini bozuyorsun, piknik yapar gibi kullanacagina daha dikkatli olmak zorunda kaliyor, aynaya bakmak, sinyal vermek zorunda kaliyor.

ikisinin de gidişi acemi apaçi tarzı. ne yol okuma var ne önünü kestirmeye çalışmak var tamamen gaz açayım şurdan aradan geçeyim mantığına odaklanmış.

Motosiklet sürücüsü olarak söylüyorum, motorcu neredeyse %100 hatalı.

Birincisi, kask yok.

İkincisi, öyle bir yolda nereden baksan 60'a çıktı. Belki daha da hızlı gidiyor. Çok gereksiz. Motosikletin fren mesafesi otomobil kadar kısa değil. Neden yavaş gitmeli? Böyle bir durum olduğunda zarar görmeden durabilmesi için.

Motosikletlilerin %100 güvenli ve emniyetli olması gerekiyor. Kendi sağlığı için.

Üçüncüsü, araç sinyal vermemiş olsa dahi, illa ki aracı geçecekse o konumda sağından geçmesi daha mantıklı. Çünkü solda zaten kocaman bir kamyonet var. Olası bir şerit değiştirmede böyle sıkışır, kaza olur işte.

Ben bir aracın yanından geçeceğim zaman kesinlikle kornayla "Bip bip" yapıyorum. Çünkü bizi görmüyorlar. Seçmiyorlar. Umursamıyorlar.

"ÖYLE ŞEY Mİ OLUR, GÖRMEK ZORUNDA BİZİ FARK EDECEK ARKADAŞ"

İyi de görmezse ona bir şey olmuyor, sen ölüyorsun.

Geçen gün motosiklet eğitimine gittim, oradaki eğitmen çok güzel bir şey söyledi.

"Haklı ve ölü olmaktansa, hakkı yenmiş ama sağlıklı, sağlam olmayı tercih ederim."

Bu olayı çok güzel özetliyor aslında.


Velhasıl, geçmiş olsun. Umarım ders olmuştur.

motorcuda, orası tedbirsiz laps diye sollanacak bir yer değil, o hızla gidilecek bir yer hiç değil.

işini çok rahat görür ama daha ucuza da halledebilirsin madem kullanım senaryon çok basit.

hocam uydulu tipler var onlardan bak
ekstra ugrasmazsın
vestel falan bak

Böyle bir iş için ips monitör gereksiz bence tn Panel ucuz bir şey al.

ips gereksiz bence de. ikinci el full hd uydu alicili bişey bile iş görür. deneyip alirsaniz sikinti da cikmaz brnce.

Lada diye biliyorum. Ruslar ona göre üretiyorlardı o aracı tabi şu da var, bakmazsan hepsi en kısa sürede paslanır.

Volvo. Ama yakın zamanda hintlilere satıldı diye biliyorum. Sadece tır/iş makinesi ayağı hala isveçlilerde.

diğer arabalarını bilmiyorum ama lada nivalar altlarının paslanması, dolayısıyla sac yenilettirmesiyle meşhur. ama sanayide pütür mütür bişeyler atıyolar dayaınklı oluyo.

her halükarda en genç niva 2007 model falan, daha sonra gelmedi.

Tek bir model var, o da Land Rover Defender.

Zamanında Otokar ile ortak yapılmıştı bu araçlar. Alüminyum kasa. Orduda çok kullanıldı.

www.sahibinden.com

www.sahibinden.com

lada değil. ne kadar yeni olursa o kadar iyi. bundan bağımsız olarak alüminyum araçlar iyi ama özel amaçlı oluyor onlar da. yani land ın alü serileri var eski kasalarda ama çok eski onlar da. premium araçlarda daha iyi verim alırsınız. mercedes audi volvo bmw gibi. yine de 20+ yıldan sonra olana çare yok.

ingiltere görüyor.

Sadece ikinci sınıf ülke vatandaşlarına uygulanıyor böyle şeyler. Zart diye geçersin Kanadalı Amerikalı falan olsan sormazlar bile bir şey.

hiçbir ülke göremez. nokta. yalan yanlış bilgi vermeyin. yalnızca seninle ilgili comment veya warning varsa o görünür ekranında adamların.

ayak yapıyor +1. şans işi biraz. girerken otel rezervasyonu ve dönüş bileti elde olursa problem çıkma ihtimali çok çok düşük olur. bir de alttan almak önemli. atar yapmamak gerekiyor.

instagram'da @özgürruh diye bir hesap var. habire likya yolu'nu yürüyor. daha geçen ay gitmişti, bu ay gene gitti. gitmeden önce o da "likyaya gidiyorum gelmek isteyen var mı?" diye soruyor. istersen bir onunla iletişime geç, çok da sempatik çocuk.

Tarih olarak ne düşünüyorsunuz?

Daha once en fazla 10 km yurumus, hic dag tepe tirmanmamis biri icin uygun mudur? Cok isterim ama maalesef daha once hic deneyimim yok. Bir de ne zaman icin dusunuyorsunuz bu yolculugu?

ben de gelmek isterim. ama sıfır kondisyon hatta eksi. 120 kiloyum en az. ama butun gun yururum hic koymaz bana. plani biraz daha acsaniz bence daha iyi olur. mutlaka gelen cikar burdan.

@vassal bu aylar

@lamira, uygundur açılırsın bir şey olmaz 2 günde vücut alışır. 05449122059 whatsapp dan ekleyiniz. bu aralar en güzel mevsim

bence meblağ yüksek değilse, parayı TL'de tutmak daha mantıklı; zira yüksek faiz oranları için yüksek de bir meblağ lazım diye biliyorum ben.

bu soruyu yazın sorsaydınız bulduğunu 50 liraya bile dolar alın derdim. Ama şimdi dolarda şişkinlik var mı yok mu ben o işlerden anlamıyorum.

Fakat, belki yardımcı olacaktır; benim mantığım şöyle: almak istediğim şeylerin hepsi yurtdışı imalatı yani dolar/euro üzerinden. İster yurtdışından alayım istersem de türkiyede alayım meselenin ucu hep dolar/euro olduğu için talep ettiğim maaş dahil bütün kıyaslamalarımı euro/dolar üzerine kurduğum için kenarda duracak bütün parayı da bunlar üzerinden tutuyorum. mesela bilgisayar alma niyetim var eğer bu niyet başladığından itibaren paramı tl'de tutsaydım şu an aşırı zararda olurmuşum. Tabi düşseydi de karda olabilirdim ama yine üzülmezdim, çünkü benim mantığım zaten dolar/euro üzerinde çalıştığı için beni etkilemiyor.

bir de ülkemizde dolar/euro uzun vadede pek düşen birşey değil sanırım.

Bes gibi uzun vadeli sistemlere döviz olarak atmak mantıklı olabilir. Dolar çok değişken. Ama İsviçre frangı falan yapılabilir. Veya İsveç kronu gibi pek oynak olmayan ama değer de kaybetmeyen dövizler.

tl dışında herhangi bir şey. ister isviçre frangı al ister yeşil mercimek.

arsa alabiliyorsaniz arsa alsaniz iyi olur. yirmibin civarina arsa vardir.

@tukenmez adam, malesef o civarda arsa bulamadik

Gram altın alın iki sene dokunmayacaksınız madem her ay belli miktarda alın dursun

Yürümek metabolizmayı hızlandırmaz, kas inşa etmek metabolizmayı hızlandırır.

ben uzun bir süre yaptım. hem zihinsel hem bedensel açıdan mükemmel bir aktivite.

angelus +1

o hızda yürümek sadece ekstra olarak biraz enerji harcamanı sağlar. bir de bacak kasları ve eklemlere hafiften faydası olur.

onun herine koşu + yürüyüş olarak dönüşümlü yapsan belki yüzlerce kat daha faydalı olur. yorulana kadar koş, yorulunca dinlenme amaçlı yürü.

evet. eğer elin biraz sökmeye takmaya yatkınsa çok zor değil aküyü sökmek

kolaydır ingiliz anahtarı pense lokma benzeri şeyler ile sökersin ama benden abi tavsiyesi teyp kodun yoksa zor işler :D salla kodu diyorsan önce - kutupu sök ki etrafa + yı değdirme + ile - de birbirine deymesin ayrıca

Uygun anahtar varsa rahat sökülür. Anahtar yoksa pense ile gevşet elinle de sökersin. Dokunmaktan korkma çarpmaz.

Yalnız kutupları birbirine zinhar değdirme üstte de yazılmış.

Taşıma işi sıkıntıdır aküyü, ağır çünkü.

Lokma takimi yerine 13 t anahtar da alabilirsiniz.

Soyle bir sey:

www.google.com.tr

13t dedim ama muhtemelen 13t dir o civata

aslında kolaydır ama alet edavat varsa...

Kolay ama birbirine ve hiçbir yere değdirme uçları. Ve birden sök, Böyle gevşek yarı temastan korkmuşumdur hep elektrik konusunda, Kıvılcım filan çıkıyor..

şimdi şöyle izlerken çok kolay. gerçekten vida söküp takmak dışında pek bir olayı yok.

ama icraata gelince zor..sanmıyorum ki 3-5 yapmışlığın yoksa işk seferde tek başına takabilesin.

araba ne ? bazı arabalarda aküyü sökünce problem oluyor.

Havalar sıcak olsaydı kurutulurdu.

Belki hâlâ kurutulabilir.

Ayıklanıp doğranıp buzluğa atılabilir.

Acı ise robotta çekilip acı sos yapılabilir.

az yağda kızartın yemeğin yanına aperatif, pizza yapın üzeri bol biberli.

Annem tomatisle biberi kaynatıp, soğutuyor. Daha sonra kavanoza koyup kışın yemeklerde kullanmak üzere dolaba atıyor.

biz biber kavumasi yapip kahvaltida yiyoruz. domatesle biberi tavada çevirince süper oluyor.

Acı biberse 2-3 cm uzunluğynda doğrayın. bolca domates doğrayın yada daha iyisi rendeleyin ve 5-10 diş sarımsakla birlikte kaynatın. Soğuyunca biraz sirke ilave edin. Ekmek bandırıp bandırıp yiyin.

bazı sebzeler fırında da kurutulabiliyor. biberi duymadım ama belki oda kurutulabilir.

Çiğ dilimleyip buzluğa atın yemeğe koymak için iyi oluyor

kıyıp buzluğa at, biberin kilosu şubatta 20 lira olunca çıkarıp, kavurup kavurup yersınız

1500-2000 arasına giderse iyi bence. sahibinden de benzerleri vardır muhakkak. aramaya üşendim :)

En ucuzu 2850 sahibindende. Onun da değişmedik yeri kalmamış

uvvv iyiymiş. acilse 2600 vakit varsa 3000 den koyun bekleyin o zaman.

@madakafa
www.monsternotebook.com.tr

Hocam ikisinin fiyati ayni, sence hangisi?

monster al. asus ekran kartı 2 gb.

msi gaming serisinden bakın bence. uzun yıllar kullanırsınız. azcık geçiyor ama bu olabilir.

www.hepsiburada.com

ekranının da mat olmasına dikkat etseniz iyi olur. çok önemli oluyor ışık vurunca.

önerilen monster taşmış, ben onu alırdım.

Arkadaslar hepinize cok tesekkur ederim, monster da karar kildim.

bir kere uzun yol yapin. hem arabada gecirdiginiz zaman hem de kendinize guveniniz artar.

kullanarak atarsın başka yolu yok.

acemilik sınırı 10 000 km diyorlar. bence de böyle bir sınır var. 10 000 değildir belki ama yakındır. sürmeye devam, belki birkaç kez direksiyon hocası ile birlikte sürüp size yanlışlarınızı söylemesini isteyebilirsiniz.

agresif tavırlı sürücülerden uzak dur, istediği kadar arkanda patlasın catlasin korna çalsın acele etme, sakin kullan ve kurallara uymaya özen göster.

Kullana kullana. Ben de kucuk bi kaza atlattim. Kaza denemez bile. Ama korktum bi sure ve korktukcs daha kotu kullandim. Simdi kullanma yonunde inatlasinca eski moduma dondum rahatim su an.

Bende her gün aynı yolu kullanıyorum. Konvoy yapalım

Benim deneyimimim süre süre geçtiği yönünde.

Bir keresinde e-5’te sol şeritte birisinin arkasına yapışmış yardırıyordum. Boş anımda o aniden fren yapınca sağdaki boşluğa kıl payı attım kendimi ve ondan sonra bir süre sol şeritte hız yapmaktan korkar oldum. Şimdi yine eskiye döndüm yarınlar yokmuş gibi basıyorum :)

kullanmadan öğrenemezsin. kullanmadan rahatlayamazsın. arabamı ilk kullandığımda şubat 2010'da 2bin kilometredeydi. şu an 194 bini geçmiş durumdayım. fırsat buldukça direksiyona geç. arkadaşlarınla dolaş. aileni havaalanına bırak. uzun yollarda sen kullan vesaire.

www.projeksiyoncihazi.com.tr

7 metre diyor ama buna benzer bir şey çözer bence.

veya bu

www.hepsiburada.com

Ama monitör wireless desteği yoksa bunlar işe yarar mı?

onu bilemedim, belki monitor için de wireless alıcı vardır :)

Girmez bence donanım haber de hi2games var ondan al ucuz

bence de girmez. 1.00 aynı fiyatla yayınlanacak demişlerdi. bu oyun muhtemelen hiç indirime girmez. artan hile de buna izin vermez diye düşünüyorum. fiyat ne kadar düşerse hile o kadar artar çünkü.